BOŞLUK

12 Aralık 2010 Pazar

İMAM VE KARGA

              İmam  yatsı  namazından  sonra  yanlızlığıyla   bütünleştiği tek ranzalı odasına kapandı.Hayatın bütün yükünü taşıdığı omuzlarını yastığa dayadığında,düz beyaz tavan'ın üzerine baskı oluşturduğunu hissetti.Her gece sürekli baktığı bu tavan'ın daha iç açıcı bir renge,ya da resmemi boyatması gerektiğini düşündü. Başı yastıkta düşünmeye devam etti.
            İmam hafızası zayıf biriydi, doğmadan öncesini hatırlamıyordu!.Doğum tarihini ise nüfus kağıdından biliyordu(muhtemelen nüfus memurunun kolayına gelen bir tarihti).Hafızasını zorlayarak doğumundan sonrasını
düşünmeye başladı,fakat hiç bir şey hatırlamadı.Hayatındaki bu boşluk midesini düğümlerken,beynini de ağrıya benzer bir etki altında bıraktı.Sıkıntıyla yatakta sağa sola dönmeye başladı,düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı,olmadı.Yataktan kalkıp sehpanın üzerindeki kuran-ı kerim'i açıp okumaya çalıştı,nafile...kendini sıkıntıya sokan düşüncelerinden kurtulamıyordu.Bir müddet sonra of çekerek elindeki Kuran-ı Kerim'i kapattı
ve yerine koydu.Küçük odasında ileri geri volta atmaya başladı,odanın dahada  küçüldüğünü,kendini sıkıştırdığını hissetti.Kapıyı açıp dışarıya çıktı.yüzüne vuran hafif soğuk rüzgar sanki iyi gelmişti,derin,derin
nefes alıp sakinleşmeye çalıştı,fakat bir yandanda  düşünmeye devam ediyordu!.Yaşı 35'i geçmişti yolun yarısıydı ve öteki dünyaya daha çok yakındı! Yaşadığı hayattan tad almamıştı istediği gibi yaşayamamıştı  hatta bir kadını bile olmamıştı.Midesi imama bir yumruk daha attı!,lanet mide diyerek tekrar içeriye girdi.
Dolaptan bir soda alıp içti,derin bir geğirtinin ardından midesinde hafif bir rahatlık hissetti.Yatağına dönüp tekrar başını yastığa dayadı,bu dünyanın fani dünya olduğunu,kendisini bu kadar sıkıntıya sokmaması gerektiğini düşünüp uyumaya çalıştı.Ama imam uyuduğunda sabah ezanını verememişti bile.

9 Aralık 2010 Perşembe

İMAM VE KARGA

karga
Karga  kuzey yarım kürede Rusya'da doğdu.Doğum tarihi hiç bir kayıtta yoktu.Gençliğini Rusya'da  geçiren karga,kendi doğal yapısıyla bağdaşmayan rejime karşı Bolşevik hareket içinde bulundu.1917  Devrimini arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdikten sonra,sistem ile bir süre uyum sağlamaya çalıştı.Yeni sistemin'de
kendi doğal yapısına aykırı olduğunu gördü.Çünkü doğal yapısının ve düşüncelerinin hiç bir sistem tarafından
kontrol altına alınmasını istemeyen birisiydi.Anımsayamadığı kadar uzun bir zaman standartlara uymaya çalışan
Karga,limiti belli olan hayatının büyük bir bölümünün düşünce hızıyla geçtiğini farketti.Standartlardan ve sistemden kaçıp zamanı yakalamaya karar verdi.
   Karga  zamanın peşinden uçarken umut doluydu,şimdiye kadar boş olan hayatına bir anlam katacaktı.
Her kanat çırpışında yeni tarlaları farklı kargaları tanıyacağını düşündü.Güneye doğru uçan karga,sarışın
beyaz tenli kargaların gözünü andıran,milyonlarca ışığın yandığı bir kentin üzerine geldiğinde durdu,zamanın
yakınlığını hissetti,kalbi heyecanla hızla atmaya başladı.Suni ışıkların yerini güneş işiği alıncaya kadar havada
süzüldü,öncelikle konaklamak için bir tarla bulması gerekiyordu,fakat hayalindeki tarlalar görünürde yoktu.
Umutla beton binaların arasında tarla aradı,her binaya baktığında arkasında tarla olacağını zannediyordu.
Her binanın arkasında bir hayal kırıklığı yaşıyordu,umutları kırılmaya kanatları yorulmaya başladı.Karga
zamanın yakalanamayacak kadar kaygan olduğunu anladığında,kendini köhne bir binanın bodruma açılan
kapısının üzerinde buldu ve bir daha asla uçamadı!!.

2 Aralık 2010 Perşembe

MİM

Sevgili dalgaları aşmak tarafından mim(cezalandırılmış)lenmış bulunuyorum cevap yazmamak haddim değil diye düşündüm mim in konusu"sizden anılarınızla,anılarınızın değeriyle ve onları yüklediğiniz eşyalarla ilgili bir yazı yazmanızı istiyorum"
Anılarımın tamamının değerli olduğuna inanıyorum,öyle olmasaydı şimdi onları hatırlıyor olmazdım .Ama hangisini sizinle paylaşacağım konusunda endişelerim var çünkü bunlar benim anılarım sizi ilgilendirmiyor
olabilir.anılarımı yüklediğim eşyalar konusunda ise size bir anımı anlatarak cevap vermek istiyorum,bu cevap
sanırım bir anımıda sizinle paylaşmış olmamı sağlayacak.Yıllar önce,istanbulda yayın yapan özel bir radyoda "Kaybedenler kulübü" diye bir program vardı(şimdi filmi çekildi nejat işler baş rölde oynuyor sanırım martta sinemalarda olacak)..Kaan ve mete diye iki arkadaş sunuyordu ,güzel müziklerinin yanı sıra,sıradanlığın dışında tavırları ve esprileriyle kısa sürede geniş bir kitlenin ilgi odağı haline gelmişlerdi,
(Daha çok istanbulun entellektüel kesimi) Ve bende zaman,zaman programı arayan insanlardan olmuştum ve
neredeyse kaan ve mete kadar saygı görmüştüm tabi bunda toplumun sıradan bir vatandaşı oluşumun da etkisi vardı(Taksi şoförü).Bir program ın konusu biriktirmek ve koleksiyon üzerineydi,bir çok insan gibi  Marki kod adını kullanan bir yazarda o programı telefonla aramış ve koleksiyonundan bahsetmişti ,ardından ben radyoyu arayıp marki isminn verdiği fikirle şöyle demiştim."Hayatımda hiç bir şey biriktirmedim,
biriktirmek marki gibi burjuvaların işidır"    sanırım yeterli olmuştur,hatıralarımı yüklediğim tek nesne  beynimdir
Bu mimi bende aşağıdaki saygı değer blog arkadaşlarıma gönderiyorum aslında tüm arkadaşları cezalandırmak isterdim ama:))
Hasret senfonileri.
Çınar.
Yaşamın kıyısında..      kolay gelsin::)