BOŞLUK

15 Şubat 2010 Pazartesi

KARA GÜN 5.bölüm


İmparatorluk ordusunun şovalyeleri kaç diye bağırıyor ama kara gün duymuyordu.Şu anda düşündüğü şey kaçmak değil öldürmekti,öfkeden kudurmuş gibi üzerine doğru gelen guruba yürüyordu.yıllardır imparatorluğa hizmet etmiş uğruna bir çok kez hayatını ortaya koymuş ,bir çok kezde ölümün kıyısından dönmüş amcasının imparatorluk tarafından öldürülmesi ,kara gün ün öfkesiydi,belki amcası düşman askerleri tarafından öldürülseydi öfkesi bu kadar ölümcül olmazdı.Çatışma seslerini duyan ımparatorluk ordusunun şövalyeleri,
karargahtan dışarıya fırlamış, arkadaşları olan kara gün ün ölüme yürüyüşünü seyrediyordu ,buna izin veremezdiler ,zaten öfkeli olan bu şovalyeler,kılıçları kınlarından sıyırıp kralın yeni oluşturduğu bu muhafız bölüğüne saldırdı.kılıçlar havada çarpışıyor,feryatlar,çığlıklarve yağmurun sesi çelik sesleri arasında hüzünlü bir müzik gibi çıkıyordu.Daha hüzünlü bir şey oldu şovalyelerin komutanı durun diye bağırarak şovalyeler ile muhafızlar arasına  daldı.aslında yüzünde kavgayı ayırma ısteği yoktu ama buna mecburdu.şovalyelerden bir tanesi olacakları tahmin ettiği için .kendinden adeta geçmiş olan gün ün koluna girerek onu guruptan ayırdı,gitmesini ve bu olanların hesabını sormak için yaşaması gerektiğini söyledi ,kara gün de evet ölmeliyim ama şimdi değil diyerek atına doğru yöneldi .atı yel esen konuşulanları duymuşcasına yanına gelmişti,diğer yanda itişmeler devam ediyor  kralın muhafızları kara günün kendilerine verilmesini istiyordu.Kara gün atına atlayıp kapıya doğru yöneldi bu sırada guruptan ayrılmayı başaran bir muhafız hedefini yel esen olarak seçip
mızrağını fırlatmak için kolunu geriye doğru kaldırdı.kara gün elindeki kılıcı fırlattı,bir yandan kara günden ayrılacağı için üzülen,diğer yandada  kan içeceği için sevinen kılıç ,muhafızın tam ıkı göğsünün arasına daldı
göğsündeki vampiri hisseden muhafızın önce elinden mızrağı düştü,sonrada bedeni.Bağırmalar arttı kapının hemen yanındaki kulenin okçularına emirler yağdırıldı.Oklar kapıdan dört nala karanlığa doğru kaçmakta olan
kara gün e doğru uçtu bir ok yelesenin eğerinden sekti ,karanlıkta gözleri gören diğer bir ok hedefi buldu,kara gün ün omuzuyla başının birleştiği yerin beş santim daha aşağısından sırtına saplandı.Kara gün sendeledi atın üzerinde geriye doğru kaykıldı,düşmemek için atın yularına asıldı,yelesen arka ayakları üzerine kalktı ,kara gün son bir hamleyle atını kontrol etti.sırtında çelik bir uc karanlıkta gözden kayboldu.arkasındanda yirmi kadar kralın adamı küfürler ve bağırmalar arasında kara gün ün peşinden karanlığa daldı.
    Kara gün yağan şiddetli yağmur ve gittikçe soğuyan havada atını dağlara doğru sürüyordu,karanlıkta ne kadar yol aldığını kestiremiyordu,mümkün olduğu kadar hızlı saraydan uzaklaşması gerkiyordu.Annesi büyük dağların yamacında olan bir köydendi ilk aklına gelen oraya ulaşmaktı,köydeki akrabaları olaylardan haberi olmadığı için kara güne yardım edebilirdi,sırtındakı oku çıkarttıp iyileşene kadar orda kalabilirdi.sarayın düzlük alanları bitmiş dağlara doğru çıkmaya başlamıştı sağ eliyle omuzuna uzandı okun odun olan kısmını kırdı,şimdi sırtında sadece bir çelik uç vardı .Dağ köyüne doğru ormanlık arazi,patika yolun her iki tarafını kaplıyor görüş alanı iyice düşüyordu,ilerleme iyice yavaşlamıştı,duraklamak istemiyordu,uzaktan gelen kurt sesleri gecenin karanlığına korku salıyor,şiddetli yağmur gittikçe kara dönüşüyordu.Bir süre sonra kar geceyi
öldürmeye başladı gök yüzünden ışık yağıyordu.Kar geceyi aydınlatırken sırtından aşağıya beline doğru sızan kan.kara günü az da olsa tuhaf bir şekilde ısıtıyordu.Fakat bu uzun sürmedi ,kan kaybı önce daha çok üşümesine sebep oldu daha sonra ise,soğuk havanında etkisiyle kan dolaşımı yavaşlayıp,bir ağırlık ve uyku haline dönüştü önce atın üstünde oturmakta zorlanmaya başladı,sonra düşmemek için atın üzerine doğru kapaklandı,sonrada atın yuları elinden düştü,sonrası isebir uyku hali ölümle hayat arasında.Yel esen bütün yorgunluğuna rağmen yola devam ediyor,üzerindeki binicisini hiç komut almadığı halde itinayla taşıyordu,kara günün annesinin köyüne ayrılan yolda kısa bir süre durakladıktan sonra ,köye sapmayıp vadinin yukarısına doğru yola devam etti ,vadideki tek katlı evin önüne geldiğinde hava çoktan aydınlanmıştı.
                                                                                                            devam edecek

3 yorum:

Özgür dedi ki...

Bunu biraz uzatınca senaryo olmuş olacak sanırsam.
Yakındaaa Sinemalardaaa. :))

Başrol Fahrettin Cüreklibatur. :))

Güzel gidiyor ama sonunu merak ettim. Ben askere gitmeden yazarsın değil mi abey?

Unknown dedi ki...

usta ikilem içinde kaldım tasarladığım yerde mi bırakayım yoksa hazır yazıyorken mesajlarımı kahramanın hayatı için de vermeye devammı edeyim diye düşünüyorum.dediğim gibi askerken asker ol ozaman kendi hikayelerin olacak çok daha iyi.askerliğimin son günü bir asır gibi geldi dışarı çikma isteğinin adeta esiri olmuştum sonra o an geldi nizamiyenin dışındaydım,özgürdüm ,ama bir boşluk mutlu değildim özgürlüğe ulaşınca onu öldürmüştüm.o zaman anladım"özgürlük kavramının esaret içinde değer kazandığını"

Hatsumomo dedi ki...

Ben kahramanımızı ,intikam soğuk yenen bir yemektir moduna gördüm.yakında Tarantino tarzı bir filme benzerse saşmıcam:=).