BOŞLUK

15 Mart 2010 Pazartesi

KARA GÜN 10. bölüm


Kara gün gözlerinde bir pırıltı, sırtında ülkenin ağır yükü ,direnen imparatorluk ordusuna katılmak için ülkenin doğusuna doğru gidiyordu ,yol arkadaşı 5.muhafız ile birlikte.Vadinin aşağılarında derenin daha sakin aktığı bir yerde asma bir köprüyle yollarına bağlanan derenin karşısındaki köyden gelen yolda  bir kervan belirdi.
Altı muhafız ve arkalarındada on tane katırdan oluşan kervan  katır hızında yavaş yavaş ilerliyordu.Karşı yamaçtaki köyden geldiği belliydi kara impara torluk ordusuna köylerden topladıkları yiyecekleri taşıyorlardı,
köylerden yiyecek toplamalarının bir sebebide ellerindeki yiyecek azalınca köylülerin eski imparatorluk ordusuna yiyecek yardımı yapamayacak olmasıydı.Kara imparatorluk ordusu,ülkenin ordusuyla yüz yüze savaşlardan kaçınıyor ,uçan ejderhalarıyla uzaktan vuruyordu .krala karşı direnen lordun ikmal yolları kesilmiş.orduda dağlara doğru çekilmişti.ülkenin doğusunda kalan köylülerden biraz olsun yiyecek yardımı alıyorlardı ama bu onları uzun süre idare etmeyecekti.Kara gün ve 5.muhafız yolda bunları konuşurken karşılaştıkları kervana saldırıp ellerinden yiyecekleri almaları gerektiğini n bilincindeydiler.Kara gün asma köprünün karşısına geçip gizlendi 5.muhafızda köprünün bu tarafında görülmeyecek şekilde saklandı.amaç köprünün sadece bir kişinin sığacağı genişlikte olduğu için .kervan köprüye girdiğinde her iki taraftan saldırmanın daha kolay olacağıydı.sayıca üstün olduklarından açık alan onlar için tehlikeli olabilirdi.Bekledikleri an geldi kara gün kılıcını kınından çıkardı,kılıç az sonra yaşam sıvısı içecek bir canlı gibi tıtredi.Altı muhafızdan beşi köprüye girdi bir tanesi katırların arkasından geliyordu bu problem yaratabilirdi en öndeki muhafız köprüden çikmadan saldırmaları gerekiyordu,öndeki atlı köprünün çıkışına gelince 5.muhafız saldırdı öndeki atlı geriye  doğru şaha kalktı katırların arkasından gelen atlı atını saldırının olduğu yere hızla sürdü kara günün hizasında başı gövdesinden ayrıldı ,köprüden geriye doğru dönmeye çalışan diğer muhafızlar dar alanda kara günün kana susamış kılıcıyla karşılaştı kara gün adeta kılıcını zaptedemiyordu 5.muhafız öndekini haklamış bir sonrakine başlamıştı .kara gün ün kılıcı son muhafızın da kanını emdiğinde elinin tersiyle dudaklarını silmişti bile.Huysuzlaşan katırlar sakinleştirildi muhafızlardan ikisinin atı köprüden dereye düşmüştü,diğerleride katırların önüne bağlanıp bir müddet dinlendikten sonra yola devam ettiler.Hava kararmaya gece olmaya başlamıştı iki dağın arasından gelip büyük dereye bağlanan küçük derede bir değirmende geceyi geçirmek için konakladılar.kervan değirmenin dişarısına bağlanıp,içerde yatabilecek bir yer ayarladılar.Yatmadan önce gecenin soğuğundan kurtulmak için ateş yaktılar uzun süre gözler ateşin lavlarında takılı olarak muhabbet ettiler ülkeden hatta pırıltıdan konuştular.
     Pırıltı yattığı yatağında kara günü düşünürken karnını hafifçe ovaladı ,iki aya yakın hamileydi bunu kara güne söylememişti .Bir şövalye kızıydı ve ülkesini seviyordu doğacak çocuğun ancak özgür bir ülkede geleceği olabilirdi,hamile olduğunu söyleyip kara günün gitmesine engel olabilir di,fakat onu çok sevmesine rağmen bunu yapmadı .Şimdi yattığı yerde kara günün hayaliyle mutlu olmaya çalışıyordu.doğmamış çocuğuyla konuşarak.

2 yorum:

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Sevgili HÜSEYİN USTA,öncelikle kusuruma bakmayınız.9.bölümde "pırıltıyla uzaklaştı" diye bitirip devamı var yazmadığınızdan orda bitirdiniz sandım hikayeyi.Ama görüyorum ki,artık bir roman olacak "KARA GÜN" :)

Bu arada,emperyalizme, işgale, sömürüye karşı direnen anadolu insanının destanı olan ve Kurtuluş savaşının bir izdüşümü olduğu kadar,Ekim Devriminede yol açmış Çanakkale zaferini klasik şiirler yerine başka bir gözle anma çabama yapmış olduğunuz katkı için çok teşekkür ederim.

Unknown dedi ki...

sevgili dalgaları aşmak hatamdan dolayi özür diliyorum ama bir roman yazacak kadar salim bir beyne sahip değilim o yüzden bir hikaye olarak kalacak.ÇANAKKALE DİRENİŞİ EKİM DEVRİMİNE YOL AÇTIĞI KADAR DEVRİM SONRASI SOVYET ORDUSUNUN ANADOLUDAN ÇEKİLMESİDE BİR O KADAR ÖNEMLİYDİ.bloğuma yaptığınız önemli yorumlarınız için teşekkür ederim.