BOŞLUK

18 Ocak 2010 Pazartesi

BAKTERİLERİN FERYADI


    Bundan önceki hayatımdı,geçmişteki medeniyet yıkılmadan önceydi.
Dünyada canımın sıkıldığı böyle bir akşamdı,çok yüksek teknolojıde üretilmiş uzay gemımle uzayın derınlıklerınde gezıp başka gezegenlerdeki başka canlılarla tanışmak için seyehata başladım.İlk uğradığım
gezegen oldukça sıcak bir gezegendi ,orda canlılar vardı ama ne fizikleri ,nede beyinleri gelişmişti.Bizim hamam böceklerini andırıyorlardı,o yüzden fazla kalmayıp yolculuğuma devam ettim.Gerçekten çok eğleniyordum içimdeki sıkıntıyı biraz olsun atmıştım.saman yolunda gezmek her zaman eğlenceliydi.Daha sonra başka bir gezegene daha uğradım,buradada sadece beyinleri gelişmiş  canlılar vardı.Kolları ve bacakları
gelişmemişti,yuvarlanarak besleniyorlardı.Onlarla konuşmak bir nehrin üzerinde ahenkle süzülmek gibiydi,uzun
bir süre bu keyfi tattım.Sonra yolculuğuma devam ettim bir gezegen daha ,görünürlerde canlılar yoktu .Teneke,metal parçaları ve tenonoji artıklarıyla doluydu,gökyüzü yoktu onun yerine sıyah bir perde gezegene giren tüm ışıkları soldurmuştu. yaptığım araştırmalar orada daha önceden hem beyinleri
hemde fiziklerı gelişmiş canlıların yaşadığını gösterdi.Gezegendeki bu canlılardan beyinleri tam gelişmemiş
olanlar,parayı kendilerine ideal seçip ,onun uğruna özgürlüklerini,hatta hayatlarını bile tehlikeye attılar.Bunun
sonucunda hem paranın hemde gezegenin yönetimine sahıp oldular.Kurdukları sistemin devam etmesi içinde
bilinçli programlarla canlıların beyinlerini körelttiler.Beyinleri değişime uğrayıp düşünme yeteneğini kaybeden
canlılar,tehlikeli bir virüse dönüşüp,kendilerinin ve yaşadıkları gezegenin yok olmasına neden oldular.Bir müddet kara bulutların grı yağmurlarında ıslandıktan sonra yolculuğuma yeniden devam ettim.
   Yolculuğumu her zamankinden uzun tutmayı düşünüyordum,saman yolunu geçtim.Daha karanlık bir yerdi,
karanlıkta bir müddet ilerledikten sonra ,sanki uzayın dışına açılan bir pencereden güçlü bir ışık sızıyordu ,
ışıga doğru süzüldüm ,uzayın dışına çıkmıştım,anıden TANRIYI  gördüm ürperdim,uzaydan daha büyüktü.
Sonra birbaşka tanrı daha gördüm o ılk gördüğümden ikikat daha büyüktü,sonra bir tanrı daha,sonra o ılk
gördüğümün bir tanrı olmadığını,uzay denilen oyuncağıyla oynayan elindeki kuyruklu yıldızı uzayın bir boşluğundan bırakıp içindeki sönmüş yada sönmemiş taşlara değmeden geçtikten sonra sevinen bir çocuk
olduğunu farkettim.Çocuk benim ve uzay gemimin farkında bile değildi o an DÜNYADAKİ BAKTERILERİN  FERYADINI  DUYDUM bizimde farketmediğimiz canlıların.Yolculuğuma devam
edersem bir başka boyutta hiçliğe   karışacağımı düşündüm vegeriye döndüm.Uzun yıllar sonra şimdi bir hiç
olarak yaşarken ,keşke o zaman hiçliğe karışsaydım diyorum.! Nefes almamı gerektiren çok az şeyden biri
olan POLİKİNİK DİLEMMA nın en son eserini yukarıda sizinle paylaşıyorum.İT ÜZÜMLERİ.

Hiç yorum yok: